Eğer tek başınıza seyahat edecekseniz, korkunun güçlü bir caydırıcı etkisi var. Kısmen, bilinmeyene yolculuk bu hisleri ortaya çıkartır. Ama ister tek başınıza ister arkadaşlarınızla isterseniz de turla olsun, dünyanın bir yerindeki o şehre giden ilk insan siz değilsiniz. O yüzden gayet rahat hissederek, göreceğiniz öğreneceğiniz şeylerin hayalini kurun.
Dışarıda sizin gibi seyahat etmeyi seven pek çok insanla aynı anda dolaşıyorsunuz aslında. Gerginliği üzerinizden atmaya başladığınız an, başkalarıyla aynı koşulda olduğunuzu görebilirsiniz.
İnsanlar çok cana yakınlar onlarla konuşmaktan soru sormaktan çekinmeyin.
Öncelikle hedef olarak belirledikleri ülkeler konusunda titiz bir araştırma yapmalarını tavsiye ederim… Gidilecek yerin tarihi ve kültürel özellikleri öğrenilmeli ki orada sorarak ya da anlamaya çalışarak vakit kaybedilmemeli… Ne yenir ne içilir bunlar önemli detaylar. Genelde insanlar gittikleri yerlerde bile kendi ülkelerine ait yiyecekleri yemeyi tercih ediyorlar. Bu açıkçası benim pek onaylamadığım bir şey. Yeni bir yere gidiyorsanız o kültüre ait şeyler denenmeli. Amsterdamda ya da Londra’daki simit restoranlarında Türk’lerden başka kimseyi göremezsiniz sanki hayatlarında hiç simit yememişler gibi.
Google Maps üzerinden gidilecek noktaları işaretledikten sonra noktalar arasındaki bağlantıyı kurup haritanızı kaydedin hatta bu haritayı Google Earth’e aktararak seyahatiniz başlamadan önce planladığınız yerleri önceden izleyebilir ve bu sayede oldukça fazla zaman kazanabilirsiniz ve gittiğiniz yerde daha az yabancılık çekersiniz. Mutlaka yaptığınız planın basılı bir kopyasını çıkartmayı da unutmayın.
Mutlaka insanlarla iletişimde olun. Herkes çok misafirperver ve yardımsever. Dışarıda gördüğünüz herhangi birine selam verdiğinizde ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız.:)
Eğer bir şehirde 2-3 gün geçirilecekse araç kiralamaya gerek yok fakat uzun süreli seyahatlerde kesinlikle araç kiralamanızı tavsiye ederim. Bir şehri gezmek için 2 gün yeter. Bir de o şehrin etrafını gezmek, dağlarına çıkmak, göllerine gitmek, köylerinde olmak yani kısacası doğasını keşfetmek var. En keyifli tarafı da işte burası. Şehirler arası yolculuklarda çok güzel manzaralar göreceğinizden hiç şüphem yok. Özellikle otoban yerine köy ve dağ yollarını tercih etmenizi tavsiye ederim.
Eğer seyahatinize bir arkadaşınızla gidecekseniz elbette otelin lokasyonu önemli. Ulaşımı kolay ve merkezi yerlerde otel bulmak iyi bir seçenek olur eğer aracınız varsa şehir dışında manzarası olan bi yerde kalmanızı tavsiye ederim çünkü Avrupa’nın köyleri gerçekten inanılmaz güzellikte. Şehre dönmek istemeyeceksiniz bile.
Mutlaka mobil internet için operatörlerinizdeki yurt dışı konuşma paketlerini kontrol edin, yurt dışı paketleri alın. Çünkü yurt dışındayken bol bol sosyal medyada video ve fotoğraf paylaşmak isteyecekseniz.
Harici batarya olmazsa olmaz. Telefonunuzun şarjı hiç düşünmediğiniz kadar hızlı bitecektir.:)
Kesinlikle rahat ve az kıyafet alın. Spor ayakkabı almadan yurt dışına çıkmayın. Çünkü çok yürüyeceksiniz daha doğrusu yürümek isteyeceksiniz.
Haftasonları Avrupa’da özellikle Pazar günleri her yer kapalı oluyor. Şehir merkezinden uzaklaşacaksanız mutlaka yanınıza yiyecek içecek alın.
Avrupa’da otoban üzerinden ülke değiştirirken ‘Vignette’ (geçiş bileti) almanız gerekli. Yoksa yüksek cezalar gelebilir. Burası önemli:)
Benzin istasyonlarından yakıtı kendiniz alıyorsunuz, istasyonda biri gelip yakıt koyacak diye beklemeyin. Ben bekledim:) Eğer yardıma ihtiyacınız olursa insanlar size seve seve yardımcı olacaklardır. İsviçre polisine yakıt doldurtmuşluğum var:)
Mutlaka sırt çantası alın. Mevsime göre kıyafet alın ama yine de yaz bile olsa uzun kollu bir şeyler Avrupa için gerekli. Havalar anlık olarak değişkenlik gösterebilir.
Araç telefon şarj cihazını unutmayın hayat kurtarır. Zira Türkiye’de her yerde 5-10 TL’ye bulabileceğiniz USB şarjlar Avrupa’da 15 Euro’dan başlıyor. Ben ödedim:)
Turizm ofislerine mail atın bölgeler hakkında daha detaylı bilgi alın, turistler için özel indirim kartlarını sorun.
Araç kiralama rezervasyonunuzu çok önceden yapın. Havalanından araç kiralamayın. Havaalanına yakın yerlerden araç kiralayın.
Mutlaka gideceğiniz yerin hava durumunu takip edin. Sürekli yeni şeyler denemeye çalışın. Türkiye’de yaptığınız gibi rutin şeylerden uzaklaşın.
